Aslında her şey, yıllar önce Güzin Abla ile başladı. O zaman Güzin Abla'ya gelen sorular çok naifti. Ama soruların ortak noktası kadın-erkek ilişkileri ve cinsellikti. Aradan yıllar geçti ama bu merak hiç bitmedi.
Tabii sorular da o masumane çerçeveden sıyrılıp çok daha cüretkar olmaya başladı. Gelişen bilim ve medya sayesinde gazetelerde bu soruları bilim adamları yani, işin uzmanları yanıtlamaya başladı. Bunlardan biri de
nero-psikiyatri uzmanı Dr. Haydar Dümen...
Dr. Haydar Dümen'e gelen sorulardan çoğu da cinsel konularda Türk insanının hâlâ kulaktan dolma bilgilere sahip olduğunu gösteriyor. 15 aydır Posta gazetesinde yayımlanan okuyucu mektupları ve Dr. Dümen'in
yanıtları incelendiğinde, belki de bir sosyolojik araştırmaya konu olacak vakalara rastlanıyor. Sorular büyük oranda kırsal kesimden geliyor ve insanımızın tabuların ötesinde cinsel deneyimlerini de yansıtıyor. Ayrıca sorular, toplumumuzun ruh halini ve bu konuda arayışlar içinde olduğunu da gözler önüne seriyor. Mektupların çoğunluğu, kadınlarda bekareti kaybetme ve orgazm, erkeklerde ise penis boyuyla ve erken boşalma korkusuyla dolu. Dr. Dümen'e gelen sorularda ayrıca, eşlerin ilgisizliğinden, nasıl hamile kalınacağına kadar geniş bir yelpazeyi bulmak olası.
Radikal gazetesi olarak, Dr. Dümen'in köşesinde yayımlanan sorulardan, toplumumuzun cinsel konulara bakışını genel olarak gösterenleri seçmeye çalıştık. En ilginç olanları seçerken de insanımızın cinsel konulardaki düşünce yelpazesini yansıtmaya çalışarak, dizimizin adını 'The Best of Haydar Dümen' koyduk. Amacımız toplumu bu hassas konuda incitmek değil, bilgilendirmek...
Soru: Bu köşeyi hazırladığınız için çok teşekkür ederim. Ben bir kamyon şoförüyle nişanlıyım. Uzun aralarla beraber oluyoruz. Bana yatakta çok sert davranıyor. Ona bunu söylediğimde kabul etmiyor. Vajinamda çok ağrı oluyor. Bu durumu nasıl aşarım? Rumuz: Akıncı
Yanıt: Sevgili okurum. Nişanlınızın bir kamyon şoförü olduğunu söylüyorsunuz. Adam ağır işçi. Bütün özelliği gücünü kullanmaya dayalı. Tabii ki o arabayı durdurmak için frene, yürütmek için de gaz pedalına biraz sert basıyor. Bu sertlik onun kimliğine yansımış olmalı. Size kızması da örneğin frene bastı, araba durmazsa arabasına kızabilir. O alışkanlıktan olsa gerek. Sizi de kendisinin bir aracı gibi görüyor olmalı. Eğer böyleyse biraz işiniz zor. Benden söylemesi, sevgilerimle.
Soru: Sevdiğim kızın annesi doğumda ölmüş, o da ölür mü?
Yanıt: Bana değil, bir yolunu bulup Allah'a sormalısın
Soru: Merhaba sayın doktor Haydar Dümen. Öncellikle millete karşı cinsellik konusunda bilgi verdiğiniz ve eğittiğiniz için sizi kutlarım.
Benim de bazı sorularım var.
1) İlk gece ilişkide kadının illa altta mı kalması lazım. Yani kadın adamın altına yatacağına, adam kadının altına yatsa olmaz mı?
2) Penis kırılması nasıl olur.
Et parçası nasıl kırılır? Kırılma olayı doğruysa nasıl kırılır ve tedavisi nasıldır?
3) Kadınların sıvısı neden biter?
4) Sevdiğim kızın annesi onu doğururken ölmüş. Eğer ben sevdiğimle evlenecek olursam ki öyle görünüyor, o da çocuk doğururken ölür mü? Bunun genetik olup olmadığını nasıl anlarız? Hamileliğin ilk haftalarında aylar sonra teşkil edebilecek bir durum daha hamileliğin başında anlaşılır mı? Ne tavsiye edersiniz.
5) Bundan 100- 150 belki de 200 yıl önce insanların sperm sayıları 70-80 milyonmuş. Şimdiki nesillerin ise 15-20 milyon. Bir insanın penisine kaç tane sperm sığdırılabilir ki? Üst limite çıkartmak istesem kaç ay ya da yıl geçmesi lazım?
6) Sırtımda orman gibi tüy var ve son derece rahatsızım. Genetik
olarak çocuklarıma geçmesini istemiyorum. Lazerle operasyon geçirirsem cinsel organ olarak daha aktif olmamı sağlar mı ya da kısırlık tehlikesi var mıdır? Bu konuya hangi doktor bakar. Şimdiden teşekkürler. Hocam, sen bir numarasın.
Yanıt:
Değerli okurum,
1) İster alta yat, ister üste çık. Nerede ve nasıl yatarsanız yatın bu işi adam gibi estetik, önyargısız, ileride içinizde tatlı anılar kalacak bir biçimde uygulayın. Yol sizin, araba sizin.
2) Penis et parçası değildir. İçinde etten sünger vardır. Sünger kanla dolunca sertleşir. Birçok insanda o kadar çok sertleşir ki gene halkın deyimiyle 'kemik ya da çivi gibi olur'. Ani ve sert bir hareketle örneğin kadının üzerine düşmesi gibi bir kaza sonucu sünger yırtılır ve penis kırılır tedavisi ameliyatladır.
3) Bilmiyorum. Onu hanımla özel olarak konuşmak gerekir. Yani bazı yemeğe, bazı insanların ağzının suyu akar. Ama yemek iştah açıcı değilse bu mübarek tükürük bile kurur.
4) Değerli okurum, bu soru bana yanlışlıkla gelmiş. Bir yolunu bulup Allah'a sormalısın. Ya da ulemalara!
5) Absürtle uğraşmak absürttür. Yani saçma bir soruna verilecek her türlü yanıt da saçmadır. Nereden çıkarıyorsun 200 yıl önce spermler şu kadarmış ya da şimdi bu kadardır diye. Penis su deposu değil ki. Doldurabildiğimiz kadar sperm dolduralım. Testislerin ne güne duruyor ki? Yorulmaz işçiler gibi, kapalı cezaevleri gibi hücrelerinde durmadan sperm üretiyorlar, işleri bu. Bu nedenle belirli bir sınır koymak gibi bir olay yok.
6) Değerli okurum, sen sırtındaki orman gibi tüylerin olduğunu söylemesen de ben tahmin etmiştim. Neden diye sorarsan cinselliğe bu denli kafa yoran insanın içgüdüleri güçlüdür. Kıllar da birazcık cinsel aktivitesi gibi ya da hormon çokluğunun işareti gibidir. Yukarıdaki sözüm yanlış anlaşılmaya. Bu yanıtta benden sana: "Şimdiden teşekkür ederim, doktor sen bir numarasın" diyorsun. Eğer ayıp olmazsa, vallahi bana da öyle geliyor. Sağ ol.
Soru: Kafamdan seksi silemiyorum
Yanıt: Tüpünü doldurmana bak
Soru: Merhaba. Öncelikle sorularımızı yanıtladığınız için size teşekkür ediyorum. Ben 16 yaşında, genç bir erkeğim. Benim sorunum seksi çok sevmem. Canım her zaman istiyor. Bazen kendimden küçük kızlara ilgi duyuyorum. Onları istiyorum. Ve çok mastürbasyon yapıyorum.
Günde iki-üç defa. Zararlı mıdır? Kafamdan seksi silemiyorum. Sizce ne yapmam gerekir? Çok teşekkür ederim.
Yanıt: Sevgili yavrum. Biraz rahatla, biraz spor yap, koş. Odanda yalnız kalma. İçine kapanma. Cinsellikle ilgili resim ya da televizyon programlarına fazla bakma. Haftada üç-dört defa mastürbasyon yap. Kendini hayatın gelecek zorluklarına hazırla. Şimdiden dağarcığa ne koyarsan ileride onu kullanacaksın. Tüpünü doldurmana bak. İleride karın da, çocukların da senden bir şeyler isteyecek. Dünya seksle idare edilseydi hiç kimse yataktan çıkmazdı.
Bizler de mağara devri yaşardık.
Soru: Adımın kötüye çıkmasını istemiyorum
Yanıt: Fantezi beşamel soslu bonfile gibidir
Soru: Merhaba, ben olgun bir kadınım. Pek çok cinsel ilişkim oldu. Üç aylık sevgilimin garip fantezileri var. Hep araba, sinema gibi yakalanabileceğimiz yerlerde ilişkiye girmek istiyor.
Ben de yakalanarak oturduğumuz muhitte adımın kötüye çıkmasını istemiyorum. Ama erkek arkadaşımı da seviyorum. Onu kaybetmek istemiyorum. Sizce ne yapmalıyım?
Yanıt: Sevgili okurum. Fantezilerin sınırı yoktur. Her fantezi aşırıya doğru yol aldığında sapmanın eşiğine gelir. Ve sonra da ondan kurtulmak zorlaşır. Aslında gerekli olan ve dozunda kullanıldığı zaman zevke zevk katar. Beşamel soslu bonfile gibi. Tek başına sos yeterli olmayacağı gibi, sossuz bir bonfile de kuru gelebilir. İkisi yan yana geldiği zaman her şey mükemmel olur. Damak doymak bilmez. Mide "Daha daha" diye ister. Ama bir tabakta ceviz kadar bonfile, iki kepçe beşamel sos olursa o da çok iştah açmaz. Yani sosu kaşıklamaktan başka çare kalmaz. Partnerinizin arabada yapacağı seks fantezilerine yakalanmama koşuluyla "Olur" diyelim. Hayat sizin, yol sizin, keyif sizin, seks sizin. Bizler burada biraz gevezelik yapıyoruz.
Soru: İlişkiden sonra ölmek istiyorum
Yanıt: Canın ne istiyorsa onu yap ama başını belaya sokma!..
Soru: Merhaba Haydar bey. Benim sorunum çok büyük. Kendimden küçüklere ilgi duyuyorum ve onlarla ilişkiye girmek istiyorum. Daha önce de böyle ilişkilerim oldu. Artık buna dayanamıyorum. Artık kendimi sapık gibi hissediyorum çünkü bunun normal bir davranış olmadığını biliyorum. Ama elimde değil. Her cinsel ilişkiden sonra ölmek istiyorum. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Lütfen bana yardımcı olun yoksa canıma kıyacağım. Rumuz: Leyla
Yanıt: Sevgili okurum. Önüne koymuş baklavaları yiyorsun yiyorsun, miden şişmiş karnın doyunca pişman oluyorsun. Bir başka zaman yeniden yiyorsun ve ardından ölmek istiyorum gibi laflar ediyorsun. Ama kendinden küçük dediğin çocukların yaşları kaç? Örneğin 11-12 mi? 21-22 mi? Yahu sen kaç yaşındasın onu bile yazmamışsın. Örneğin; sen 50 yaşındasın. 30 yaşındaki gençlere mi ilgi duyuyorsun? Bir mektup yazarken, bir uzmandan yanıt beklerken ona ayrıntılı bilgi verin ki doğru öneriler alın. Bir falcıya gittiğinizde bile yüz yüze geliyorsunuz, ananızın, babanızın adını ve yaşını söyleyecek kadar bilgi veriyorsunuz ama doktora gelince 'ben ne yapayım?' cümlesiyle bağlıyorsunuz. Ne yapacaksın. Canın ne istiyorsa onu yap. Başını belaya sokma. Bekârsan evlen. Evlenirken kendi yaşıtlarından birini seç. Eğer arkadaşların 18 yaşından büyükse sapık değilsin. Ama 15 yaşından küçükse normal değilsin bunu böylece bil.
Soru: Biz eşcinsel miyiz?
Yanıt: Kars'ın bir köyündeki suni penis olayını da ben kafama taktım
Soru: Ben Kars'ın bir köyünden 25 yaşında bir kızım. Şu zamana kadar hiçbir erkekle cinsel ilişkiye girmedim. Köydeki kız arkadaşlarımla beraber orgazm oluyorduk. Bazen takma penislerle birbirimizi tatmin ediyorduk. Biz eşcinsel miyiz? Erkeklerden de soğudum. Ne yapmalıyım?
Yanıt: Sevgili okurum. Cinsel yokluklar ve yasaklarda insan beyni sınır tanımaz. Herkes kendine göre bir çözüm yolu üretir. Bu durum anormaldir değildir, o bölüme girmeyeceğim. Ama Kars'ın bir köyünde takma bir suni penis olayını da ben kafama taktım. Güzel kızım nereden buldunuz onu? Siparişlerle mi alıyorsunuz? Çünkü bu tür kuruluşlar gazetelere ilanlar veriyorlar. Kargolarla eve teslim ediliyor. Tabii saçma sapan vaatlerle de birçok paralar uçup gidiyor. Ama bu pazarlama ya da genç kızlarımızdaki bu cesaret köylerimize kadar girmişse artık sizin ikinizin arasındaki eşcinsellik mi olayını değil, Türkiye'nin kadın ve erkek ilişkilerini kısıtlayarak hangi boyutlara doludizgin koştuğunu düşünmek durumundayım. Bana göre biz toplum olarak ve aileler olarak çoğu zaman doğruyu erdemli olanı yapmıyor, katı saplantılar ve bağnazlıklarla birçok şeyi koruduğumuzu sanırken fark edelim ki kendi kendimizi kandırıyoruz. Bütün bu söylediklerimin doğru mu yanlış mı olduğunuzu hangi ortamda yaşıyor olursanız yaşayın, gözlerinizi açın çevrenize bakın neler göreceksiniz. Ancak rahatsız olursanız gözlerinizi kapatmayın, düşünün ki hiç olmazsa Türkiye'nin geleceği kurtulsun.
Soru: Prezervatif her şeye çare mi?
Yanıt: Ailesi duyarsa başına gelecek felaketlere çare olmaz
Soru: Merhaba Haydar bey. Ben 17 yaşında bir erkeğim. Kız arkadaşım her fırsatta benimle ilişkiye girmek istediğini söylüyor. Bunu ben de istiyorum ama hamile kalmasından korkuyorum. Sizce prezervatif kullanmak her şeyin çaresi olabilir mi? Lütfen yardımcı olun.
Yanıt: Değerli yavrum, prezervatif kız arkadaşını hamilelikten korur. Ama senin sorun biraz kapsamlı. "Sizce prezervatif her şeyin çaresi olabilir mi?" diyorsunuz. Ben de o zaman yanıtlarımı sıralayayım: Kızlık zarının kanayıp kanamamasına çare olmaz. İlişkinizi kızın ailesi duyarsa başına gelebilecek felaketlere çare olmaz. Hele kızın durumu. Onu incecik prezervatif değil kurşun geçirmez yelekler bile giyse korumaz. Sonra siz alışırsınız birbirinize, daha karnınız doymadan başlarsınız ilişki ve evlilik düşleri görmeye. Sonra hayatın balyozu tepenize bir iner ki orda prezervatif çelikten bile olsa dayanamaz patlar. Aklıma geldi. Bazen kalitesiz prezervatifler ilişki sırasında da patlar. İşte o zaman hamilelik ortaya çıkar. Nereden baksanız dört tarafı kirli değnek. Sadece uçları değil ortaları da. Ben diyorum ki güzel güzel aşklı meşkli, duygusal, romantik ilişkiniz sürse de ve öteki işi zamana bıraksanız. Daha çok erken. Haa!.. Ne dersin evladım. Okuyorsan derslerine bir çalışsan iyi bir karne getirsen. Ondan sonra bu olayları düşünmeye çok zaman olacak.
Yorumlar