İsveçli savaş uçağı üreticisi SAAB'ın otomobillerinde bulunan çok bilmediğimiz ilginç özellikleri, ilkleri ve testleri sizi şaşırtacak!
* Saab'ın 1971 yılındaki buluşu olan ısıtmalı sürücü koltuğunun geliştirilmesine, bir Saab üst düzey yöneticisinin yaşadığı sırt ağrısı neden olmuştur. Ağrı, soğuk ve buzlu sabahlarda özellikle kötüleşiyordu ve iş arkadaşlarından biri bu rahatsızlığı en aza indirmek için sürücü koltuğunu ısıtmanın bir yolunu bulmuştu. Bu, öyle etkin ve popüler oldu ki, sonunda çözüm üretime yansıtıldı.
* Saab 92'nin ilk prototiplerinden birinin 1:10 ölçeğindeki modeli 1946 yılında rüzgar tünelinde test edildi. Bu test, o zamanın seri üretim otomobil üreticileri için son derece alışılmadık bir şey olsa da bir uçak üreticisi için çok normaldi. Son prototipin 0.32'lik sürtünme katsayısı o zamanın seri üretim otomobili için son derece düşüktü. Bu oran bugün bile rekabet edebilecek düzeydedir.
* Saab, 1993 yılında yeni Saab 900 modelinde, uçak kokpitlerinde yaygın olarak bulunan bir cihazı ve bilgi ışıklandırma özelliğini otomobile adapte etti. Bu yenilikçi 'Gece Paneli', dikkatin dağılması olasılığına karşı, hız göstergesi ve gerekli uyarı ışıkları dışındaki ana gösterge panelini kapatma olanağı sağlıyordu.
* Saab, daha 1952 yılında çarpışmaya karşı iyi bir koruma düzeyi ve iyi bir ağırlık dağılımı için, Saab 92'nin yakıt tankını alta, arka tekerlekler arasına indirerek yeni bir endüstri standardı oluşturmuştur.
* Saab otomobillerinde kontakt anahtarının, geleneksel olarak ön koltuklar arasına yerleştirilmesinin birçok nedeni vardır. Saab uçaklarının kokpit tasarımının mirası olan iyi ergonomi, el freni ile vites koluna yakın olan kullanımı kolay bir yeri işaret etmiştir. Bu pozisyon aynı zamanda bir çarpışma sonucu olabilecek diz yaralanması riskini azaltmaktadır. Orta konsolun, uçaklarda olduğu gibi, tüm göstergelerin bulunduğu yerde oluşu da rastlantı değildir.
*Yeşil enerjinin gündeme gelmesinden çok önce, daha 1985 yılında, Saab'ın ilk konsept otomobili olan EV-1 sıcak hava koşullarında park edildiğinde iç mekanı serin tutmak üzere havalandırma fanına güç sağlayacak tavan güneş hücrelerine sahipti. Otomobil; entegre, kendini onaran tamponlar ile 'Gece Paneli' özelliklerini de içermekteydi. Bu iki özellik de daha sonraki seri üretim otomobillerinde görülmüştür.
* Saab 9-5 SportCombilerdeki yenilikçi arka bagaj raylarının tasarımında yolcu uçağının kabin tabanlarında kullanılan koltuk montaj raylarından esinlenilmiştir. 1998 yılındaki bir basın lansmanında da gösterildiği gibi bu raylar; otomobil (sıvıları hariç) bütün ağırlığı ile raylarından bir vince asıldığında bile, aracın tümünü destekleyecek sağlamlıktadır.
* Çarpıcı konsept otomobil 2006 Aero X, ön cam sütunlarına ve hatta kapılara olan gereksinimi tamamen ortadan kaldırmak için uçak tarzı bir kanopi geliştirerek 180°lik geniş bir görüş alanı sunmaktadır. Saab'ın avcı jetlrenden esinlenilen bu tasarım, Cenevre'deki sunumu sırasında Amerikan Autoweek dergisinin 'Show'un En İyisi' ve İngiliz Autocar'ın 'Yılın Konsept Otomobili' ödüllerini kazanmıştır.
* Saab'ın temel gerçek-yaşam güvenlik felsefesi, onun pilot ve personel güvenliğinin en üst düzeyde önemli olduğu havacılık mirasından doğmuştur. Saab'ın, Saab otomobilleri de dahil 6.100'ü aşkın gerçek yol kazasını içeren mevcut veritabanı, bir Saab test sürücüsünün kaza geçirdiği 1948 yılına kadar uzanmaktadır.
* Çoğu kişi tarafından seri üretim turbo fonksiyonunun babası olarak kabul edilen Saab motor ustası Dr. Per Gillbrand'ın kendini turboşarja adaması konusunda çok basit bir açıklaması var. Tüm motorlarda bir yağ pompası, bir yakıt pompası ve bir su pompası var. Gerçekten bir turbo olması için gereken bir hava pompası neden olmasın? Aslına bakarsanız tüm motorlarda bir tane olmamasının garip olduğunu düşünüyorum!?
* Saab, 2000 yılında Saab 9-5 Aero Wagon otomobilini sunduğu zaman, muhtemelen dünyanın en yüksek rakımlı otomobil lansmanını yaptı. Gazeteciler, ABD'deki New Mexico kayak merkezine yakın bir uçak pistinde, Rocky Dağlarının 2650m (8,700 ft) yüksekliğinde, yeni Saab ve başlıca rakiplerinin hızlanma yarışını izlemeye çağrılmıştı. Sonuçlar, Saab Trionic motor yönetiminin yüksek irtifadaki ince hava katmanına rağmen turbo motor performansını koruyarak rakiplerini nasıl geride bıraktığını göstermişti.
* 1991 yılında, Saab başka bir endüstri tasarım standardı daha koymuş; yeni Saab 9000CS'deki ön koltuk minderlerinin kenarına ve bacağın alt kısmına pratik saklama cepleri yerleştirmiştir. Bu özellik, bugün başka üreticiler tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır.
* Toppola Kamp Donanımı, hatchback Saab 99 ve 'klasik' 900 kullanıcıları arasında popüler olan olağanüstü bir aksesuardır. Bu aksesuar, otomobilleri hemen ocağa, ısıtıcıya, oturma odasına ve iki kişilik yatağa sahip bir 'kamp aracına' dönüştürmektedir. Bir 'sırt çantasını' andıran tüm modül, otomobilin bagaj kapısı çıkartılarak monte edilmektedir.
* Bir Saab otomobili, bir geyiğe çarptığınızda bile hayatta kalmanızı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Saab'ın 60'larin ortalarında geliştirdiği geyik çarpma simülasyon testleri, bir otomobilin 70km/saat (43mil/saat) hızla yola çıkan 350kg (770lb) ağırlığındaki bir geyiğe çarpma koşullarını içermektedir. Bu tür büyük hayvanlara çarpmak, İsveç'in taşra yollarında oldukça sık rastlanan bir durumdur ve bu dikkat gerektiren test Saab'ın gerçek-yaşam güvenlik yaklaşımının tipik bir örneğidir.
Saab, 1982 yılında asbestin yerine geçecek yeni malzemelerin avantajlarından yararlanan ve asbestsiz fren ve debriyaj balatalarını sunan ilk otomobil üreticisi olmuştur. 1991 yılında, otomobil-içi klima sistemlerinden CFC'lerin (Kloro-Floro-Karbon) kaldırılmasında da endüstrinin öncüsü olmuştur.
* Saab 9-3 Sport Sedan'daki en 'ekstrem' gelişme, Per Eklund'un 550 bhp ile Avrupa Ralli-Kros Şampiyonasına girmesidir. Bu dört-çekişli otomobil, sıfırdan 100 km/saat (62 mil/saat) hıza 2,2 saniyede, bir Formula 1 otomobili kadar hızlı çıkabilmektedir.
* Saab'ın gerçek-yaşam güvenlik felsefesinin bir diğer örneği olarak, Saab 9-3 ve 9-5'teki benzersiz 'sarkaç' B-sütunu tasarımının geliştirilmesi gösterilebilir. Bu sütunun, yan çarpma kuvvetlerini yolcu bölmesinden uzaklaştırmada etkin olduğu deneylerle kanıtlanmıştır.
* Saab Aktif Kafalıklarını (SAHR) 1997 yılında 9-5 modeli üzerinde sunan Saab, otomotiv endüstrisinin; arkadan çarpmalarda boyun zedelenmesine karşı korumaya yardımcı sistemler geliştirmesinde öncü olmuştur. 2003 yılında Amerika Travma Dergisinde (US Journal of Trauma) yayımlanan bir Saab araştırmasında, SAHR donanımlı Saab otomobillerinin kaza performansının, bu sistemle donatılmamış eski Saab modellerine göre, ciddi boyun zedelenmelerinin yüzde 75 gibi önemli bir oranda azaldığı belirtilmektedir.
* Saab'ın 1971 yılındaki buluşu olan ısıtmalı sürücü koltuğunun geliştirilmesine, bir Saab üst düzey yöneticisinin yaşadığı sırt ağrısı neden olmuştur. Ağrı, soğuk ve buzlu sabahlarda özellikle kötüleşiyordu ve iş arkadaşlarından biri bu rahatsızlığı en aza indirmek için sürücü koltuğunu ısıtmanın bir yolunu bulmuştu. Bu, öyle etkin ve popüler oldu ki, sonunda çözüm üretime yansıtıldı.
* Saab 92'nin ilk prototiplerinden birinin 1:10 ölçeğindeki modeli 1946 yılında rüzgar tünelinde test edildi. Bu test, o zamanın seri üretim otomobil üreticileri için son derece alışılmadık bir şey olsa da bir uçak üreticisi için çok normaldi. Son prototipin 0.32'lik sürtünme katsayısı o zamanın seri üretim otomobili için son derece düşüktü. Bu oran bugün bile rekabet edebilecek düzeydedir.
* Saab, 1993 yılında yeni Saab 900 modelinde, uçak kokpitlerinde yaygın olarak bulunan bir cihazı ve bilgi ışıklandırma özelliğini otomobile adapte etti. Bu yenilikçi 'Gece Paneli', dikkatin dağılması olasılığına karşı, hız göstergesi ve gerekli uyarı ışıkları dışındaki ana gösterge panelini kapatma olanağı sağlıyordu.
* Saab, daha 1952 yılında çarpışmaya karşı iyi bir koruma düzeyi ve iyi bir ağırlık dağılımı için, Saab 92'nin yakıt tankını alta, arka tekerlekler arasına indirerek yeni bir endüstri standardı oluşturmuştur.
* Saab otomobillerinde kontakt anahtarının, geleneksel olarak ön koltuklar arasına yerleştirilmesinin birçok nedeni vardır. Saab uçaklarının kokpit tasarımının mirası olan iyi ergonomi, el freni ile vites koluna yakın olan kullanımı kolay bir yeri işaret etmiştir. Bu pozisyon aynı zamanda bir çarpışma sonucu olabilecek diz yaralanması riskini azaltmaktadır. Orta konsolun, uçaklarda olduğu gibi, tüm göstergelerin bulunduğu yerde oluşu da rastlantı değildir.
*Yeşil enerjinin gündeme gelmesinden çok önce, daha 1985 yılında, Saab'ın ilk konsept otomobili olan EV-1 sıcak hava koşullarında park edildiğinde iç mekanı serin tutmak üzere havalandırma fanına güç sağlayacak tavan güneş hücrelerine sahipti. Otomobil; entegre, kendini onaran tamponlar ile 'Gece Paneli' özelliklerini de içermekteydi. Bu iki özellik de daha sonraki seri üretim otomobillerinde görülmüştür.
* Saab 9-5 SportCombilerdeki yenilikçi arka bagaj raylarının tasarımında yolcu uçağının kabin tabanlarında kullanılan koltuk montaj raylarından esinlenilmiştir. 1998 yılındaki bir basın lansmanında da gösterildiği gibi bu raylar; otomobil (sıvıları hariç) bütün ağırlığı ile raylarından bir vince asıldığında bile, aracın tümünü destekleyecek sağlamlıktadır.
* Çarpıcı konsept otomobil 2006 Aero X, ön cam sütunlarına ve hatta kapılara olan gereksinimi tamamen ortadan kaldırmak için uçak tarzı bir kanopi geliştirerek 180°lik geniş bir görüş alanı sunmaktadır. Saab'ın avcı jetlrenden esinlenilen bu tasarım, Cenevre'deki sunumu sırasında Amerikan Autoweek dergisinin 'Show'un En İyisi' ve İngiliz Autocar'ın 'Yılın Konsept Otomobili' ödüllerini kazanmıştır.
* Saab'ın temel gerçek-yaşam güvenlik felsefesi, onun pilot ve personel güvenliğinin en üst düzeyde önemli olduğu havacılık mirasından doğmuştur. Saab'ın, Saab otomobilleri de dahil 6.100'ü aşkın gerçek yol kazasını içeren mevcut veritabanı, bir Saab test sürücüsünün kaza geçirdiği 1948 yılına kadar uzanmaktadır.
* Çoğu kişi tarafından seri üretim turbo fonksiyonunun babası olarak kabul edilen Saab motor ustası Dr. Per Gillbrand'ın kendini turboşarja adaması konusunda çok basit bir açıklaması var. Tüm motorlarda bir yağ pompası, bir yakıt pompası ve bir su pompası var. Gerçekten bir turbo olması için gereken bir hava pompası neden olmasın? Aslına bakarsanız tüm motorlarda bir tane olmamasının garip olduğunu düşünüyorum!?
* Saab, 2000 yılında Saab 9-5 Aero Wagon otomobilini sunduğu zaman, muhtemelen dünyanın en yüksek rakımlı otomobil lansmanını yaptı. Gazeteciler, ABD'deki New Mexico kayak merkezine yakın bir uçak pistinde, Rocky Dağlarının 2650m (8,700 ft) yüksekliğinde, yeni Saab ve başlıca rakiplerinin hızlanma yarışını izlemeye çağrılmıştı. Sonuçlar, Saab Trionic motor yönetiminin yüksek irtifadaki ince hava katmanına rağmen turbo motor performansını koruyarak rakiplerini nasıl geride bıraktığını göstermişti.
* 1991 yılında, Saab başka bir endüstri tasarım standardı daha koymuş; yeni Saab 9000CS'deki ön koltuk minderlerinin kenarına ve bacağın alt kısmına pratik saklama cepleri yerleştirmiştir. Bu özellik, bugün başka üreticiler tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır.
* Toppola Kamp Donanımı, hatchback Saab 99 ve 'klasik' 900 kullanıcıları arasında popüler olan olağanüstü bir aksesuardır. Bu aksesuar, otomobilleri hemen ocağa, ısıtıcıya, oturma odasına ve iki kişilik yatağa sahip bir 'kamp aracına' dönüştürmektedir. Bir 'sırt çantasını' andıran tüm modül, otomobilin bagaj kapısı çıkartılarak monte edilmektedir.
* 1986 ve 1996 yıllarında, bir Saab filosu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Talladega Yarış Pistinde fırtınalar estirmiş, standart üretim otomobillere ilişkin bir dizi hız ve dayanıklılık rekorlarını kırmıştı. 1986 yılında lider 9000 turbo sadece servis, yakıt, lastik ve sürücü değiştirme gibi nedenlerle duruş yapmak suretiyle ve ortalama 213km/saat (132mil/saat) hızla toplam 100.000 km (62,140mil) yol kat etmiştir. Bundan on yıl sonra ise, en hızlı 900 turbo 226 km/saat (140mil/saat) üzerinde bir ortalama hıza ulaşarak 40.000km (24.800 mil) yol yapmıştır.
* Üst düzey Saab yöneticileri halen, sürücünün nefesinden alınan örneğin yasal sınırların üzerinde alkol buharı içermesi durumunda otomobili kilitleyen 'alkol kilidi' özelliğine sahip Saab Alco Key cihazının kullanıcı testlerine katılmaktadırlar. Saab öncüleri, İsveç?te uygulanmakta olan 100 zorlu deneme programının bir parçasıdır. Cihaz, İsveç Otomobil Derneği'nin güvenlik ve çevre konularına ilişkin gelişmeler için verdiği 2006 ödülünü kazanmış bulunmaktadır.
* Bir Saab otomobili, bir geyiğe çarptığınızda bile hayatta kalmanızı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Saab'ın 60'larin ortalarında geliştirdiği geyik çarpma simülasyon testleri, bir otomobilin 70km/saat (43mil/saat) hızla yola çıkan 350kg (770lb) ağırlığındaki bir geyiğe çarpma koşullarını içermektedir. Bu tür büyük hayvanlara çarpmak, İsveç'in taşra yollarında oldukça sık rastlanan bir durumdur ve bu dikkat gerektiren test Saab'ın gerçek-yaşam güvenlik yaklaşımının tipik bir örneğidir.
Saab, 1982 yılında asbestin yerine geçecek yeni malzemelerin avantajlarından yararlanan ve asbestsiz fren ve debriyaj balatalarını sunan ilk otomobil üreticisi olmuştur. 1991 yılında, otomobil-içi klima sistemlerinden CFC'lerin (Kloro-Floro-Karbon) kaldırılmasında da endüstrinin öncüsü olmuştur.
* Saab 9-3 Sport Sedan'daki en 'ekstrem' gelişme, Per Eklund'un 550 bhp ile Avrupa Ralli-Kros Şampiyonasına girmesidir. Bu dört-çekişli otomobil, sıfırdan 100 km/saat (62 mil/saat) hıza 2,2 saniyede, bir Formula 1 otomobili kadar hızlı çıkabilmektedir.
* Saab'ın gerçek-yaşam güvenlik felsefesinin bir diğer örneği olarak, Saab 9-3 ve 9-5'teki benzersiz 'sarkaç' B-sütunu tasarımının geliştirilmesi gösterilebilir. Bu sütunun, yan çarpma kuvvetlerini yolcu bölmesinden uzaklaştırmada etkin olduğu deneylerle kanıtlanmıştır.
* Saab Aktif Kafalıklarını (SAHR) 1997 yılında 9-5 modeli üzerinde sunan Saab, otomotiv endüstrisinin; arkadan çarpmalarda boyun zedelenmesine karşı korumaya yardımcı sistemler geliştirmesinde öncü olmuştur. 2003 yılında Amerika Travma Dergisinde (US Journal of Trauma) yayımlanan bir Saab araştırmasında, SAHR donanımlı Saab otomobillerinin kaza performansının, bu sistemle donatılmamış eski Saab modellerine göre, ciddi boyun zedelenmelerinin yüzde 75 gibi önemli bir oranda azaldığı belirtilmektedir.
Yorumlar